19.10.2014 22:05:42
Eskiden vampir filmleri izlediğimizde hepimiz korkardık. Kocaman uzun dişlere sahip olan vampirler güzelim kızların boynunu ısırırdı. Kanını emer sonra zevk için çat diye kırıverirdi onların boynunu. İzlerken korku içinde kalırdık. İğrenç gelirdi. Aynı şekilde kurt adamlar da öyle. İğrenç yaratıklar olarak görürdük. Devir tersine döndü!
Vampirler aşık oluyor. Kurt kızlar ile sevişiyor. Melez çocukları oluyor. Cadılar vampirleri durduruyor. Cadılar kurt adamlar ile yatıyor. Daha neler?
Vampir ve kurt adam öğeleri artık korku türünden çıktı. İşte şu an bu durumdayız. Vampirlerin aşk hikayelerini izliyoruz. Bu hikayeler ise Dallas dizilerinden daha karmaşık. Kırmızı dizi diyebiliriz.
DRAKULA BAŞLANGIÇ
15 yy'da Transilvanya topraklarını III. Vlad yönetmektedir. O dönemde Osmanlı Devleti sürekli yeni yerleri işgal ederek büyümektedir. Fatih Mehmet Sultan, III. Vlad'tan 1000 tane erkek çocuk ister. Yeniçeri de asker oluşturmak için. Buna III. Vlad'ın oğlu da dahildir. Fatih Mehmet Sultan'ı yemeyeceği bilen Vlad şeytan ile bir anlaşma yapar. Vlad vampir olur ve Osmanlı devletine kafa tutar!
"Drakula Başlangıç" filminde Drakula karakterini Luka Evans canlandırıyor. Luka Evans'ın vampir karakterindeki oyunculuğu fena değil ama mükemmelde değil . Vampire dönen bir Drakula'nın aşık olduğu kadına ve ailesine olan ilgisi çok insansı. İçinde insan olan bir vampir gibi. Vizyonda olan diğer vampire göre oldukça basit bir tipleme. Daha farklı olabilirdi. Duyguları çok derin yaşayan bir vampir mesela? Ekranda yapmacık kalmazdı Luka Evans'ın insansı bir vampir davranışları. Daha güçlü bir oyunculuk olabilirdi. Fakat bu olayı milyon dolarlık yapım kapatmayı iyi biliyor. Etkileyici görsel efektleri ile film insanı ekrana çok iyi kitliyor. Yarasadan bir gökgüzünü kontrol eden Drakula! Yüzlerce yarasaya dönüşüp uçan bir drakula. Cidden yaratıcı yanları olan bu filde aynı zamanda bir Türk düşmanlığı var!
Filmden bir sahnede Mehmet, Drakula'ya "Gücün ne kadar ha, söyle!" der ve Drakula "Seni tarih kitaplarından silmeye yetecek kadar," der. Senaristlerden Matt Sazama ve Burk Sharpless tam bir Türk düşmanı! Yönetmende sanırım Türkleri sevmiyor ki onları kötü göstermeyi çok iyi başarmış.
Yok Türkler barbar ve katil!
Biz öyle değiliz ama onlar bizi cidden öyle görmek istedikleri için bizi tüm dünyaya öyle tanıtıyorlar. Buda sinemanın en büyük gücü. İnsanlar filmde gördüklerini gerçek sanabilir. Türkleri araştırmayı üşenen bir yabancı, hatta hiç tanımayan biri Türkleri böyle kötü görünce hiç araştırma zahmetinde bulunmaz. Direk "barbar "der.
Filmi izleyen yabancı insanlar umarım salak değildir! Mehmet'i bir vampirin öldürmediğini ayırt edecek zekaya sahiptir umarım bu yabancı insanlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder